Erkekler Olarak Kadınları Ne Kadar Tanıyoruz?

Her konuda yazı, resim, içerik yayınlayabileceğiniz bölümümüz. Tabi ki Siyasi,+18,Gayri Ahlaki olmamak kaydıyla.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
TRWE_2012
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 752
Kayıt: 30 Ağu 2022 21:59
Konum: DÜZCE/Akçakoca
Meslek: MADEN MÜHENDİSİ
Teşekkür etti: 186 kez
Teşekkür edildi: 611 kez
İletişim:

Erkekler Olarak Kadınları Ne Kadar Tanıyoruz?

Mesaj gönderen TRWE_2012 »

Kadın, erkeklerin anası, bacısı, yari ama erkekler onu tanımaz. Kadınları hep çiçek, melek, aynı zamanda saçı uzun aklı kısa diye tanımlamışlardır. Oysa bu tanımların hiç biri gerçek kadını tanımlamaz, hatta dolaylı olarak onlara hakaret içerir. Çünkü erkekler genel olarak kadına insan olarak bakmazlar, cins olarak bakarlar. Kadınları cinsten ibaret saymak, onu ilahlaştırmak veya şeytanlaştırmak erkeklerin zaafından ibarettir.

Bu zaaf öyle ki, kadınların daha zekalı olmalarını kabul edemezler; bu da kadınların elinde her zaman oyuncak olmaları sonucunu getirir. Erkekler genelde kadınları cins üzerinden gördüğü için onlara kendi dünyalarına göre değer biçerler. Bu değer genelde onun zayıf taraflarını keşfetmek ve bunu fırsat saymakla olur. Kadını kandırabildiğini, kafaya aldığını zanneder. Gerçekte ise hiç bir kadını hiç bir erkek asla kandıramaz, sadece kanmış gibi görünür. Çünkü kadının karar vermesinde erkeğin hiç bir rolü yoktur. Bütün kararları hayalleriyle uyumlu olmasıyla ilgilidir.

Zira kadın için hayallerinin peşinde gitmek birinci plandadır. Hayallerinin peşinde gitmek aynı zamanda yapısında olan kendine ait bir özelliktir. Kadının bu yapısının doğuştan olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Homo Sapiens'lerin varlığından bu yana dişiler üzerindeki etkisi kadın üzerinde böyle bir yapı oluşturmuştur. Diğer deyişle, milyonlarca yıl içinde nitelik kazanmıştır. Özellikle insanların mağaralardan çıkıp toprağa bağımlılığından sonra cinsler arasındaki farklılık önemli duruma gelmiştir.

Birbiriyle savaşmak zorunda kalan insan türünün bedenen güçlü olanı karşısında kadının ezilmesi kaçınılmaz olmuştur. Kadınlar küçümsenmiş, tecavüze uğramış, pazarlarda satılmış, hayalleri çalınmış, seks aracı sayılmış, bütün özgürlüğü elinden alınmış. Burada devreye doğanın kanunu girmiş, evrimde var olan etki-tepki olayını devreye koymuş. Kadınlara on binlerce yıl dayatılan bu yaşam biçimi düşünme biçimini de değiştirmiş. Daha özgürlükçü, ufku daha geniş, daha zeki ve erkeklerin koyduğu kuralları aslında tanımayan bir yapıya dönüştürmüş.

Kadınların bizlere anlamsız gelen aldatması, aniden terk edişleri, çok seçici olmaları, tutarsız gibi gelen davranışları, iyiliğe, güzelliğe, hayallerine daha önem vermeleri gibi birçok farklı duruşu bu yüzdendir. Onları bu hale getiren bizzat erkeklerin kendisidir. O halde ne yapmalıyız?

Kadınları küçümsememeliyiz.
Fikirlerini almalıyız.
Kendimize olan her şeyde onun da hakkı olduğuna önem vermeliyiz.
Kendi anlayışımızı onlara dayatmamalıyız.
Onun üstün vasıflarını göz ardı etmemeliyiz.
Beden gücümüzü ona karşı üstünlük saymamalıyız.
Kadınların en az erkekler kadar yönetici olabileceğini kabullenmeliyiz.
Kadınların hislerinin daha güçlü olduğunu es geçmemeliyiz.
Giyim zevklerine karışmamalıyız.

Kadınlara başta dediğim gibi ağız kenarıyla yapılan "çiçeksin, güzelsin" gibi sözler ondan yararlanmak anlamına gelir ki, hiç bir kadın bunu yutmaz. Böyle kelimeleri illa söyleyecekseniz içten söylemelisiniz; içten söylediğinizi o anlar.

Pratikte yapılan iki araştırmaya göre kadınlar erkeklerden yüzde otuz daha hızlı ve daha düzenli yazılım geliştirmişler. Yine yapılan çeşitli araştırmalara göre başarılı erkeklerin arkasında kadınların zekası olduğu ortaya çıkmış. Başarısız kadının arkasında ise erkeklerin egemenliğini dayatması söz konusu. Kadınları yeteri kadar tanımayanlar biraz da olsa herhalde tanımışsınızdır. Haydi, annenizin elini öpün, bacınıza sarılın, sevgilinize bir bluz hediye edin...

Kaynak : Vedat KILIÇ'ın Klavyesinden (Kaleminden)
Verily We have granted thee a manifest Victory
Fetih Suresi - 1.Ayet


Resim
Resim

Etiketler:
Cevapla

“Genel” sayfasına dön